Tiroid Hastalıkları Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Tiroid Hastalıkları Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Tiroid Hastalıkları, en yaygın olarak rastlanan tiroid bezi hastalıklarından bir tanesidir. “Zehirli guatr nedir?”
sorusunun cevabını kısaca açıklamak gerekirse, bu hastalık vücudun kendine karşı savunma geliştirmesi olarak tanımlayabileceğimiz otoimmün bir hastalıktır ve bir hipertiroidi türüdür. Toksik diffüz guatr olarak da adlandırılır. Hastalığa sahip kişilerde otoimmün saldırılar sonucunda tiroid bezlerinden aşırı miktarda tiroid hormonu salgılanır. Guatr olarak bilinen durum olan boyunda tiroid bezlerinin hacminin artışına bağlı olarak genişleme sorununa yol açar. Kadınlarda erkeklere oranla 4-5 kat daha sık görülür. Pek çok türü ve oluşum nedeni bulunan hipertiroidi hastalığının büyük bir kısmı Graves Hastalığı’ndan kaynaklı olarak ortaya çıkar. Her yaştan bireyde görülebilir. Fakat 25-40 yaş arası hastalığın en yaygın görüldüğü yaş aralığıdır. Otoimmün bir hastalık olması nedeniyle bazı kişilerde farklı otoimmün hastalık türleri ile bir arada gelişebilir. Bu hastalıklar sistemik lupus eritematosus, vitiligo, romatoid artrit ve benzeri olarak örneklendirilebilir. Graves hastalığı aynı zamanda patlak göz olarak da adlandırılan göz görünümü ile karakterize olan guatr türüdür.
Graves hastalığı belirtileri nelerdir?
Zehirli guatr belirtileri başlangıç döneminde oldukça hafif olabilmekle birlikte hastalık ilerledikçe belirginleşmeye başlar. En belirgin belirtisi sıcağa karşı hassasiyet ve tahammülsüzlüktür. Graves hastaları sağlıklı bireylerin üşüdüğü havalarda bile çok sıcak hissederek ince giysilerle dolaşmak ister. Guatr tipi boyun kalınlaşması, gözlerin patlaklaşması ve deride birtakım belirtiler ile de kendini gösterebilir. Hastalığın şiddetine bağlı olarak guatr büyük olması durumunda gözle görülebilir ve dokunulduğunda hissedilebilir. Bunların haricinde hastalarda görülen en yaygın Graves hastalığı belirtileri şunlardır:
- Çarpıntı
- Terleme
- Hızlı kilo kaybı
- Saç dökülmesi
- El ve ayaklarda titreme
- Kadınlarda adet düzensizliği
- İshal
- Cinsel istek kaybı
- Gözlerde büyüme (ekzoftalmi) ve canlı bakış
- Tırnaklarda tırnak ile et ayrımının belirginleşmesi
Graves hastalığı nedenleri nelerdir?
Savunma sistemi, normal şartlarda vücudu bakteri, virüs, mantar ve benzeri enfeksiyonlara ve kötü huylu oluşumlara karşı vücudu korumak gibi önemli bir göreve sahiptir. Bunu belirtilen ajanlara karşı geliştirdiği antikorlar yardımıyla savaşarak gerçekleştirir. Fakat bazı durumlarda vücuttaki aşırı savunma sistemi, kendi hücrelerini yabancı olarak algılayarak kendisine karşı antikor geliştirme eğilimine girebilir. Bu durum otoimmün hastalıklara yol açar. Durumun tam olarak nedeni bilinemese de gelişiminde genetik faktörlerin rol oynadığı bilinmektedir. Graves hastalığı da bu şekilde gelişen ve vücudun tiroid bezindeki hücrelere antikorları ile saldırması şeklinde ilerleyen bir hastalık türüdür. Vücudun geliştirdiği antikorlar olan tiroid uyarıcı immünglobülinler aşırı miktarda tiroid hormonu üretimine yol açar ve bu da hipertiroidi tablosunun gelişimine zemin hazırlar.
Ailesinde Graves hastalığı veya herhangi bir otoimmün hastalık bulunan kişilerde bu hastalığın görülme olasılığının diğer bireylere oranla belirgin oranda daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda yaşanan ağır stres ve travmalar, kazalar, hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçların da Graves hastalığının oluşumunda rol oynayabileceği ihtimali üzerinde durulmaktadır.
Graves hastalığı teşhisi nasıl konulur?
Hipertiroidi hastalıklarının birçoğunda, hastalığın ilerlemişlik derecesine bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte genellikle guatr görünümü ortaya çıktığından klinik muayene esnasında tanı konulabilir. Fakat hipertiroidinin birçok çeşidi bulunduğundan hastalığın hangi yolla geliştiğine dair ileri araştırmaların yapılması gereklidir. Klinik muayene ve hastanın öyküsünün alınmasının ardından gerekli kan testleri, ultrasonografi, tiroid sintigrafisi ve iyot uptake testi gibi tanı testleri uygulanır. Graves hastalarında genellikle tiroid hormonları olan T3 ve T4 hormonlarının kandaki seviyeleri normalin üzerinde, TSH hormonu ise normalin altında tespit edilir. Bunun haricinde hipertiroidinin otoimmün kaynaklı olup olmadığının araştırılması amacıyla tiroid bezine karşı geliştirilen anti-TPO, anti-TG ve TSH reseptör gibi tiroid antikorlarının kandaki seviyeleri incelenir. Bunların normalin üzerinde çıkması, otoimmün tiroid hastalığının habercisidir.
Zehirli guatr hastalarında bazı karaciğer enzimleri (SGOT ve SGPT) ile alkalen fosfataz (ALP) seviyeleri normalin üzerinde olabilir. Aynı zamanda daha seyrek olarak kalsiyum düşüklüğü, kolesterol yüksekliği gibi bulgulara da rastlanabilir. Kan testleri sonucunda hipertiroidinin teşhis edilmesi durumunda tiroid ultrasonu ve iyot tutulumunu saptamaya yönelik olarak tiroid sintigrafisi ve iyot uptake testleri uygulanır. Ultrasonografi ile tiroid bezlerinde nodül olup olmadığı ve kanlanma durumu hakkında bilgi edinilir. Tiroid sintigrafisi ve iyot uptake testleri gibi tetkiklerin yapılmasında amaç farklı hipertiroidi türleri ile Graves hastalığının ayrımını yapabilmektir. Hipertiroidinin farklı türlerinde tedavi süreçleri birbirinden çok farklıdır, bu nedenle hastalığın tam olarak türünün belirlenmesi çok önemlidir.
Graves hastalığı tedavi yöntemleri nelerdir?
Graves hastalığında tedavi sürecinin ne şekilde planlanacağına; hastalığın seviyesi, hastanın yaşı, ilaç tedavilerine verilen yanıtlar gibi pek çok faktör göz önünde bulundurularak hekim tarafından karar verilir. Genel olarak zehirli guatr tedavisi için 3 farklı yöntemden yararlanılır. Bunlardan ilki antitiroid ilaç tedavileridir. Bu ilaçlar tiroid bezinden üretilen aşırı tiroid hormonunun azaltılmasında etkilidir. Genellikle tedavi süreci ilk aşamada ilaç kullanımı ile başlar. İlacın kullanıldığı süre boyunca yaklaşık olarak her 2 ayda bir kan testleri yapılır ve hormon düzeyleri takip edilir. İlaç tedavisine 1-2 yıl devam edildikten sonra ilacın bırakılmasına rağmen hormon seviyelerinin normal seyrettiği remisyon adı verilen döneme geçilebilir. Bu dönemde ilaç kullanımı gerekmese de hastalığın tekrarlama ihtimalinin olduğu göz önünde bulundurulmalı ve rutin kan testlerine devam edilmelidir. Hastalığın tekrar etmesi durumunda diğer tedavi seçenekleri düşünülebilir.
Graves hastalığı tedavisi için kullanılan diğer 2 yöntem cerrahi tedavi (tiroidektomi) ve radyoaktif iyot tedavisidir. Cerrahi operasyon, tiroid bezlerinde nodüller bulunan veya kanser şüphesi-olgusu bulunan kişilerde tercih edilir. Aynı zamanda guatrın çok büyük olduğu veya ilaç tedavisinin aşırı düzeyde yan etkiye yol açtığı durumlarda da cerrahi tedavi tercih edilebilir. Diğer yöntem olan radyoaktif iyot tedavisi atom tedavisi adıyla da bilinir ve yaklaşık 2 aylık bir süre içinde hastaların %50’sine yakın bir kısmında hormon düzeylerinin normale döndürülmesini sağlar. Kalan %50’lik kısımda tedaviye rağmen tiroid bezinde fazla çalışma veya yetersiz çalışma sorunları görülebilir. Fakat tedavi sürecinde başarı elde edilse bile yıllar geçtikçe tiroid bezinin çalışmasında yetersizlik görülme ihtimali artar. Graves hastalığının gebelik döneminde oluşması durumunda daha düzenli ve sıkı bir takip gerekir. Bu hastalarda düşük riski yüksektir ve ilaç tedavisi bebeğin gelişiminin olumsuz etkilenmesini önlemek adına oldukça düşük dozlarda uygulanır. Radyoaktif iyot tedavisi ise bebek açısından zararlı olacağı için gebelik döneminde uygulanamaz.
Eğer siz de Graves hastası iseniz bir sağlık kuruluşuna düzenli olarak muayenelerinizi yaptırmalısınız. Endokrin uzmanı tarafından yapılacak tedavi planı doğrultusunda verilen önerilere gerekli hassasiyeti göstererek hastalığın vücudunuzdaki etkilerini minimuma indirebilir, yaşam kalitenizi yükseltebilirsiniz.
Leave a reply